22. HACC / 47Sure Ayet Sayısı: 78 Kitap Sırası: 22 Nüzul Sırası: 103 Nüzul Yeri: MEKKE | Azaba acele etmeni istiyorlar...
ALLAH, asla vaadinden hilaf etmez! Muhakkak ki Rabbinin indinde bir yevm, sizin adedlemenizden bin sene gibidir. | وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِالْعَذَابِ وَلَنْ يُخْلِفَ اللّٰهُ وَعْدَهُۜ وَاِنَّ يَوْماً عِنْدَ رَبِّكَ كَاَلْفِ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ | .47 | 47 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yesta'cilûneke Kök: A:CLKelime: aceleFiil, İSTİF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Çabuk, çabukluk. Bir işi çabuk yapmaya ve çabuk bitirmeye çalışma, ivedilik.
bil Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
azâbi Kök: A:Z!BKelime: azabİsim, Eril Kelime Anlam: Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
len Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
yuhlifa Kök: H:LFKelime: halefeFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
ve'dehu Kök: VA:DKelime: vaadİsim, Eril Kelime Anlam: Söz verme. Söz verilen şey. Bir kimsenin yapacağına veya yapmayacağına dâir söz vermiş olduğu husus.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
yevmen Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
inde Kök: A:NDKelime: indİsim, Mekan Zarfı Kelime Anlam: Arapçada zaman veya mekan konusunda yanındalık, içindelik anlamında kullanılır. (huzur içerir).
rabbike Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
ke Kök: harfKelime: keKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). gibi, sanki anlamlarındadır. Benzetme içindir.
elfi Kök: eLFKelime: elf ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Bin (1000) sayısı. Bin adet şey vermek. Ünsiyet eylemek.
senetin Kök: SNVKelime: sene ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam:
mim Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
teuddûne. Kök: A:DDKelime: addFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Hesablamak. Saymak. Sayılmak. İtibar etmek. | | | | |
Diğer Meal: Bir de senden acele azap istiyorlar. Hâlbuki Allah asla va’dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.
|
22. HACC / 48Sure Ayet Sayısı: 78 Kitap Sırası: 22 Nüzul Sırası: 103 Nüzul Yeri: MEKKE | Zalim karyelerden nicelerine imla ettim… sonra onları ahz ettim.
Masir BANA'dır! | وَكَاَيِّنْ مِنْ قَرْيَةٍ اَمْلَيْتُ لَهَا وَهِيَ ظَالِمَةٌ ثُمَّ اَخَذْتُهَاۚ وَاِلَيَّ الْمَص۪يرُ۟ | .48 | 48 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ke Kök: harfKelime: keKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). gibi, sanki anlamlarındadır. Benzetme içindir.
eyyin Kök: harfKelime: eyyuKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, insan, hayvan ve cansızlar için. hangisini ..., neyi..., kimi..., se/sa
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
karyetin Kök: K:RYKelime: karyeİsim, Dişil Kelime Anlam:
emleytu Kök: MLVKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
lehâ Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
hiye Kök: zamirKelime: hiyeZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
zâlimetun Kök: Z:LMKelime: zalimİsim, Etken, Dişil Kelime Anlam: Zulmeden, haksızlık eden.
summe Kök: harfKelime: summeKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (sonra) matuf şeyler arasında hem sıra olduğunu, hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir surenin bulunduğunu gösterir.
ehaztuhâ Kök: eH:Z!Kelime: ahzFiil, 1.nci, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Ele geçirmek. Elde etmek. Alma. Tutma. Esir alma. Kabul etme. Zorla alma. / İşkence etme. // türetilen-çıkarsanan, kabul edilmiş / bir antlaşmayı kabul etmek / sarsılmış-etkilenmiş / ustalık kazanmak, yok etmek, cezbetmek, büyülemek.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ileyyel Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
mesîru. Kök: S:YRKelime: mesirİsim, Eril | | | | |
Diğer Meal: Zalim oldukları hâlde, mühlet verdiğim, sonra da kendilerini azabımla yakaladığım nice memleket halkları vardır. Dönüş yalnız banadır.
|
| Ayn Secavendi |
22. HACC / 49Sure Ayet Sayısı: 78 Kitap Sırası: 22 Nüzul Sırası: 103 Nüzul Yeri: MEKKE | De ki:
"Ey nas!
Muhakkak ben… ancak, sizin için mübin nezirim." | قُلْ يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّـمَٓا اَنَا۬ لَكُمْ نَذ۪يرٌ مُب۪ينٌۚ | .49 | 49 |
kul Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
eyyuhen Kök: harfKelime: eyyuKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, insan, hayvan ve cansızlar için. hangisini ..., neyi..., kimi..., se/sa
nâsu Kök: NVSKelime: nasİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Topluluk. İnsan topluluğu, halk, grup.
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
ene Kök: zamirKelime: eneZamir Kelime Anlam:
lekum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
nezîrun Kök: NZ!RKelime: nezirİsim, Eril Kelime Anlam: Korkutmak. Korkutarak ikaz etmek. Bir iş için korkulacak bir şey söyleyip gözdağı vermek. İlerdeki hesap için korkutmak. ("Beşir" in zıddıdır). / Adak adamak.
mubînun. Kök: BYNKelime: mubinİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril Kelime Anlam: Açık, aşikar. Ayan kılan, beyan ve izah eden. Dilediğine doğru yolu gösteren. Hak ile batılın arasını tefrik edip, ayıran. Hakkı hakkınca beyan ve izhar eden. | | | | |
Diğer Meal: De ki: “Ey insanlar! Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıcıyım.”
|
22. HACC / 50Sure Ayet Sayısı: 78 Kitap Sırası: 22 Nüzul Sırası: 103 Nüzul Yeri: MEKKE | Artık… salih (iş)lere amil olarak iman edenler… mağfiret ve kerim rızık onlaradır. | فَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَر۪يمٌ | .50 | 50 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
âmenû Kök: eMNKelime: imanFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Şahit olunmayan birşeye, bir kaynağa güvenerek itimat etmek.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
amilûs Kök: A:MLKelime: amilFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Amel edenler. Irgat, işçi. Yapan. İşleyen. Sebep. Vergi tahsiline memur kimse. Mütevelli. Vâli.
salihati Kök: S:LHKelime: salihİsim, Etken, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: İşe yarar, elverişli, uygun, iyi. / Haklı olan, itikatlı, dindar, dinî emirlere uyan. Faziletli, ehl-i takva olan. / Safi gümüş.
lehum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
magfiretun Kök: G:FRKelime: magfiretİsim, Dişil Kelime Anlam: Cenab-ı Hakk'ın kullarının günahlarını örtmesi. Günah hanesindekileri sevab hanesine aktarması.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
rızkun Kök: RZK:Kelime: rızkİsim, Eril Kelime Anlam: Allah'ın herkese lütuf ve kısmet ettiği ve bekaya sebeb olan nimet. Yiyip içecek şey. Maddi manevi ihtiyaca lazım nimet. // (rızık: doyuran, beslenen, eklenen varlık demek.)
kerîmun. Kök: KRMKelime: kerimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Takdir edilerek kabul görmüş olan ikram. / Şerefli. Güzide, seçkin, kıymetli şey.
El Kerim : İkram fiili. | | | | |
Diğer Meal: Artık iman edip salih ameller işleyenler var ya, işte onlar için bir bağışlama güzel bir nimet (cennet) vardır.
|
22. HACC / 51Sure Ayet Sayısı: 78 Kitap Sırası: 22 Nüzul Sırası: 103 Nüzul Yeri: MEKKE | Ayetlerimiz hakkında aciz bırakmaya say edenler… işte onlar cahim ashabıdır. | وَالَّذ۪ينَ سَعَوْا ف۪ٓي اٰيَاتِنَا مُعَاجِز۪ينَ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْجَح۪يمِ | .51 | 51 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
seav Kök: SA:YKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
âyâtinâ Kök: eYYKelime: ayetİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Eser. Kimsenin inkar edemiyeceği açık delil. Nişan. Alamet. İşaret. Menzil, mekan. Kur'an-ı Kerim'deki her bir cümle. Manen uyanmağa sebeb olan hadise.
muâcizîne Kök: A:CZKelime: muaciziİsim, MUFA'ALE Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul
ashâbul Kök: S:HBKelime: ashabİsim, Eril, Çoğul
cehîmi. Kök: CHMKelime: cahimİsim, Dişil Kelime Anlam: Çok sıcak yer. Şiddetli ve kat kat birbiri üzerine yanan ateş. Çukur yerde yanan ateş. Cehennem'in bir tabakası. | | | | |
Diğer Meal: Âyetlerimizi geçersiz kılmak için çaba gösterenler var ya, işte onlar cehennemliklerdir.
|
22. HACC / 52Sure Ayet Sayısı: 78 Kitap Sırası: 22 Nüzul Sırası: 103 Nüzul Yeri: MEKKE | Senin öncenden, Rasulden ve Nebiden irsal etmedik ki... temenni ettiği zaman, ümniyyesi hakkında şeytan ilka etmemiş olsun!
Ardından ALLAH, şeytanın ilka ettiği şeyi nesh eder.
Sonra ALLAH, kendi ayetlerini hakim kılar.
ALLAH, alimdir, hakimdir. | وَمَٓا اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رَسُولٍ وَلَا نَبِيٍّ اِلَّٓا اِذَا تَمَنّٰٓى اَلْقَى الشَّيْطَانُ ف۪ٓي اُمْنِيَّتِه۪ۚ فَيَنْسَخُ اللّٰهُ مَا يُلْقِي الشَّيْطَانُ ثُمَّ يُحْكِمُ اللّٰهُ اٰيَاتِه۪ۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ حَك۪يمٌۙ | .52 | 52 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
erselnâ Kök: RSLKelime: irsalFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Taşımak. / Göndermek, gönderilmek, yollamak, getirmek, götürmek. / Havale kılma. Elçi gönderme. / Salıvermek. Kendi haline koymak. / Sürü sahibi olmak.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kablike Kök: K:BLKelime: kablİsim Kelime Anlam: Ön. Önce. Evvel. / Öndeki. İlerideki. Evvelki. (hem mekan hem de zaman olarak kullanılır.) // Hiç bir tecrübeye dayanmayan… sadece akıl yoluyla.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
rasûlin Kök: RSLKelime: rasulİsim, Eril Kelime Anlam: Taşıyıcı. Elçi. Getiren ve götüren. / Rasul bir gövde değil, manevi bir sıfattır. Elle tutulup, gözle görülmediği halde; tutan elleri, gören gözleri, hatta kalpleri bile kumanda eden, yetkisi altında tutan, mutlak yürürlüğünü icra eden mücerret ve manevi bir sıfattır. / Kendisine kitap verilmemiş olan, kendisinden önceki inzal edileni devam ettiren Allah elçisi. / Huk: Tasarrufta hakkı olmaksızın, birisinin sözünü olduğu gibi bir başkasına bildiren kimse. / Allah'tan kuluna, kulundan da Allah'a taşıyan.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
nebiyyin Kök: NBeKelime: nebiyyİsim, Eril, Çoğul
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
temennâ Kök: MNYKelime: temenni ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Dilek. İstek. Duâ. Rica etmek.
elkaş Kök: LK:YKelime: lekayeFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
şeytânu Kök: ŞT:NKelime: şeytanÖzel İsim, Eril Kelime Anlam: İnsanın Allah'a itaatine engel olan hertürlü duygu, meta yada herhangi şey. / İbranice; "şikâyet edilen, düşman" anlamında “Satan-Ṣāṭān”, Süryanice; “sṭā” "sapmak, yoldan çıkmak" manasına gelmekte olup, “Sāṭānā-Saṭān” şeklinde, iğrenç olan, iğrençlik yakışan anlamlarına gelmektedir. (satan-satanist)
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
umniyyetihî Kök: MNYKelime: umniyye ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Umut, ümid. Temenni. Arzu, istek, talep. Niyet.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
yensehu Kök: NSH:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
yulkış Kök: LK:YKelime: lekayeFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman
şeytânu Kök: ŞT:NKelime: şeytanÖzel İsim, Eril Kelime Anlam: İnsanın Allah'a itaatine engel olan hertürlü duygu, meta yada herhangi şey. / İbranice; "şikâyet edilen, düşman" anlamında “Satan-Ṣāṭān”, Süryanice; “sṭā” "sapmak, yoldan çıkmak" manasına gelmekte olup, “Sāṭānā-Saṭān” şeklinde, iğrenç olan, iğrençlik yakışan anlamlarına gelmektedir. (satan-satanist)
summe Kök: harfKelime: summeKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (sonra) matuf şeyler arasında hem sıra olduğunu, hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir surenin bulunduğunu gösterir.
yuhkimu Kök: HKMKelime: hukmFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Karar. Emir. Kuvvet. Hakimlik. Amirlik. İrade. Kumanda. Nüfuz. Kadılık etmek. Tesir. Cari olmak. Makam. Bir davanın veya bir meselenin tedkik edilmesinden sonra varılan karar. Man: Fikirler ve tasavvurlar arasındaki rabıtayı tasdik veya inkar etmek.
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
âyâtihî Kök: eYYKelime: ayetİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Eser. Kimsenin inkar edemiyeceği açık delil. Nişan. Alamet. İşaret. Menzil, mekan. Kur'an-ı Kerim'deki her bir cümle. Manen uyanmağa sebeb olan hadise.
va Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
alîmun Kök: A:LMKelime: alimİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: ✦ İlim sahibi. Bilen, bilgili.
✦ Çok bilen.
El Alim: İlim, bilme fiili. İnsanda tabii ilim vardır. Bunu, etkiler yüzünden kaybeder. Sonra bu tabii ilmine ulaşmak için, dışarıdan aşılama ilimler alır. Öğrenme denir ismine. Bunların hepsi ALLAH'ın alim fiilidir.
hakîmun. Kök: HKMKelime: hakimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Galib. Haklı ve haksızı ayırıp hak ve adalet üzere hükmeden. Başkasını müdahale ettirmeden idare eden. Memleketi idare eden. Mahkeme reisi. | | | | |
Diğer Meal: Senden önce hiçbir resûl ve nebî göndermedik ki, bir şey temenni ettiği zaman, şeytan onun bu temennisine dair vesvese vermiş olmasın. Ama Allah, şeytanın vesvesesini giderir. Sonra Allah, âyetlerini sağlamlaştırır. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
|
22. HACC / 53Sure Ayet Sayısı: 78 Kitap Sırası: 22 Nüzul Sırası: 103 Nüzul Yeri: MEKKE | Şeytanın ilka ettiği şey...
✦ kalblerinde maraz olanlara...
✦ ve kalbleri kasvet bürüyenlere...
fitne kılmak içindir.
Muhakkak zalimler, elbette/kesinlikle baid şikak içindedirler. | لِيَجْعَلَ مَا يُلْقِي الشَّيْطَانُ فِتْنَةً لِلَّذ۪ينَ ف۪ي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُمْۜ وَاِنَّ الظَّالِم۪ينَ لَف۪ي شِقَاقٍ بَع۪يدٍۙ | .53 | 53 |
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
yec'ale Kök: CA:LKelime: calFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Yaratmak, halk. Almak. İş işlemek. Yapmak.
1.Tafak ve ahz (inşâ ve ikbal) manasına; bir işi işlemeğe müteveccih olup başlamak ve işler olmak.
2. Halketmek, yaratmak.
3. Kavl ve irsal.
4. Tehiyye ve tesviye (tanzim ve düzeltme).
5. Takdir.
6. Tebdil.
7. Bir şeyi bir şeye dahil etmek.
8. Bir şeyi kalbe ilka ve İlham eylemek.
9. İtikat.
10. Tesmiye.
11. Bir şeyi diğer bir şeyden icad ve tekvin.
12. Bir şeyi bir sıfat ve haletten diğer bir sıfat ve halete döndürmek, kılmak, tasyir.
13. Bir nesne üzerine hükmeylemek gerek hak ve gerek batıl olsun - vaz'eylemek bir hususu bir kimse ile bir vecih üzere şartlaşmak ve azv ve nisbet eylemek ve hükm-ü şer'i.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
yulkış Kök: LK:YKelime: lekayeFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman
şeytânu Kök: ŞT:NKelime: şeytanÖzel İsim, Eril Kelime Anlam: İnsanın Allah'a itaatine engel olan hertürlü duygu, meta yada herhangi şey. / İbranice; "şikâyet edilen, düşman" anlamında “Satan-Ṣāṭān”, Süryanice; “sṭā” "sapmak, yoldan çıkmak" manasına gelmekte olup, “Sāṭānā-Saṭān” şeklinde, iğrenç olan, iğrençlik yakışan anlamlarına gelmektedir. (satan-satanist)
fitneten Kök: FTNKelime: fitneİsim, Dişil Kelime Anlam: Akıl ve kalbi saptıracak şey. Muharebe. Azdırma. Karışıklık. Ara bozmak. Dedikodu. Küfr. Delilik. Potada altın ve gümüşü eritmek. İmtihan ve tecrübe etmek.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
kulûbihim Kök: K:LBKelime: kulubİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: İman merkezi. Gönül. Herşeyin ortası. Bir halden diğer bir hale çevirme. Değiştirme. Bir şeyin içini dışına ve dışını içine çevirmek. Gövdenin kan dolaşımı merkezi. Yürek.
maradun Kök: MRD:Kelime: marazİsim, Eril Kelime Anlam: Hastalık, illet, dert. Bela.
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kâsiyeti Kök: K:SVKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
kulûbuhum Kök: K:LBKelime: kulubİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: İman merkezi. Gönül. Herşeyin ortası. Bir halden diğer bir hale çevirme. Değiştirme. Bir şeyin içini dışına ve dışını içine çevirmek. Gövdenin kan dolaşımı merkezi. Yürek.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
innez Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
zâlimîne Kök: Z:LMKelime: zalimİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Zulmeden, haksızlık eden.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
şikâkın Kök: ŞK:K:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
baîdin. Kök: BA:DKelime: baidİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Zaman yada mekan olarak uzaklık. Uzak. Uzakta. Umulmadık. | | | | |
Diğer Meal: Allah, şeytanın verdiği bu vesveseyi, kalplerinde hastalık bulunanlar ile kalpleri katı olanlara bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar. Hiç şüphesiz ki o zalimler, derin bir ayrılık içindedirler.
|
22. HACC / 54Sure Ayet Sayısı: 78 Kitap Sırası: 22 Nüzul Sırası: 103 Nüzul Yeri: MEKKE | Kendilerine ilim verilenlerin...
✦ onun Rabbinden hakk olduğuna alim olmaları…
✦ ve ardından onunla iman etmeleri…
✦ ve ardından kalblerinin ona ihbat etmeleri...
içindir.
Muhakkak ki ALLAH, sırat-ı mustakime iman edenlere elbette/kesinlikle hidayet eder. | وَلِيَعْلَمَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِلْمَ اَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ فَيُؤْمِنُوا بِه۪ فَتُخْبِتَ لَهُ قُلُوبُهُمْۜ وَاِنَّ اللّٰهَ لَهَادِ الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ | .54 | 54 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
ya'leme Kök: A:LMKelime: ilimFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Bilgi.
Bilinmiş ve bilinecek olanların tümünün Hayat-ı ilahi içinde ki kümülatif varlığı. (İlm-i Küll)
Bir muhataptan, okumak, görmek, dinlemek gibi yollardan edinilen bilgi, malumat (İlm-i cüz).
Kişinin bir ilim vericiden (muallim), dıştan 5 DUYU yoluyla ve ders edinerek (talim) edindiği bilgi. Öğrenme.
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
ûtul Kök: eTYKelime: itaFiil, Edilgen, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
ilme Kök: A:LMKelime: ilmİsim, Eril Kelime Anlam: Bilgi.
Bilinmiş ve bilinecek olanların tümünün Hayat-ı ilahi içinde ki kümülatif varlığı. (İlm-i Küll)
Bir muhataptan, okumak, görmek, dinlemek gibi yollardan edinilen bilgi, malumat (İlm-i cüz).
Kişinin bir ilim vericiden (muallim), dıştan 5 DUYU yoluyla ve ders edinerek (talim) edindiği bilgi. Öğrenme.
ennehul Kök: harfKelime: enneKelime Anlam: Şart edatı. her nerede … se/sa; her nereye … se/sa; her neresi … se/sa Kelime Anlam: İsim cümlesinin manasını masdara çevirir. “enne” tercüme edilirken; “-olduğunu, -dığını” olarak tercüme edilir. Te’kid yani pekiştirme harfidir. Cümle başında gelmez. “enne”nin ismi, “mansub”; haberi merfu olur.
hakku Kök: HK:K:Kelime: hakkİsim, Eril Kelime Anlam: Batılın zıddı. Gerçek. Her sabit ve doğru olan şey. Adalet. Herkesin meşru olan salahiyeti, iktidarı, bir şey üzerindeki malikiyyeti. Dava ve iddia. Hakikate uygunluk. Pay, hisse. Münasib. Vukuu vacib, geleceği şüphesiz olan. Yapacağını yalansız yapan kimse.
El Hakk : Doğruluk fiili.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
rabbike Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
yu'minû Kök: eMNKelime: imanFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Şahit olunmayan birşeye, bir kaynağa güvenerek itimat etmek.
bihî Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
tuhbite Kök: H:BTKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
lehu Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
kulûbuhum Kök: K:LBKelime: kulubİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: İman merkezi. Gönül. Herşeyin ortası. Bir halden diğer bir hale çevirme. Değiştirme. Bir şeyin içini dışına ve dışını içine çevirmek. Gövdenin kan dolaşımı merkezi. Yürek.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
inna Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
llahe Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
hâdi Kök: H!DYKelime: hadiİsim, Etken, Eril Kelime Anlam: Hidayete ermiş. Mürşid. Rehber, delil. Hidayet yolunu gösteren. Hidayete, doğruluğa eriştiren. Önde giden.
El Hadi : Hayatın teşekkül etmesi. Bomboş bir hayatın teşekkül etmiş hali. Hidayete erdiren
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
âmenû Kök: eMNKelime: imanFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Şahit olunmayan birşeye, bir kaynağa güvenerek itimat etmek.
ilâ Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
sırâtın Kök: S:RT:Kelime: sıratİsim, Eril Kelime Anlam: Yan sınırları belirli olan geniş ve işlek cadde. Yol.
mustakîmin. Kök: K:VMKelime: mustakimİsim, İSTİF'AL Kalıbı, Etken, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: İstikamet üzere olan. Doğru, istikametli. Sapmayan, eğri olmayan, düz, dik. Hilesiz, temiz, saf. | | | | |
Diğer Meal: Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar onun, Rabbinden gelen hak olduğunu bilsinler, böylece ona iman etsinler ve sonuçta da kalpleri ona saygı duysun diye Allah böyle yapar. Hiç şüphe yok ki Allah, iman edenleri doğru yola iletir.
|
22. HACC / 55Sure Ayet Sayısı: 78 Kitap Sırası: 22 Nüzul Sırası: 103 Nüzul Yeri: MEKKE | Kafirler,
✦ saat ansızın geliverinceye kadar…
✦ veya akim yevmin azabı kendilerine gelinceye kadar…
bundan mirye içinde olur dururlar. | وَلَا يَزَالُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ف۪ي مِرْيَةٍ مِنْهُ حَتّٰى تَأْتِيَهُمُ السَّاعَةُ بَغْتَةً اَوْ يَأْتِيَهُمْ عَذَابُ يَوْمٍ عَق۪يمٍ | .55 | 55 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
yezâlu Kök: ZYLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
keferû Kök: KFRKelime: kefrFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Örtme, sarma. Köy, karye.
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
miryetin Kök: MRYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
minhu Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
hattâ Kök: harfKelime: hattaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e kadar, -a kadar.
Bitiş, sona eriş ifade eder; bu bitiş, zaman veya mekan olabilir.
te'tiyehumus Kök: eTYKelime: itaFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
sâatu Kök: SVA:Kelime: saatİsim, Dişil Kök Anlam: ✦ Benlikten arınmış hareket. Emr-i ilahiye uygunluğu duymak.
✦ Bir günün yirmi dörtte biri, saat. Altmış dakikalık zaman.
✦ Zaman, vakit. Belirli bir vakit. Kelime Anlam: ✦ Benlikten arınmış hareket. Emr-i ilahiye uygunluğu duymak.
✦ Bir günün yirmi dörtte biri, saat. Altmış dakikalık zaman.
✦ Zaman, vakit. Belirli bir vakit.
bagteten Kök: BG:TKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ev Kök: harfKelime: evKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). yahut, veya, ya da / Tereddüt, şüphe veya iki şeyden birini seçme serbestisini ifade eder.
ye'tiyehum Kök: eTYKelime: itaFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
azâbu Kök: A:Z!BKelime: azabİsim, Eril Kelime Anlam: Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.
yevmin Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
akîmin. Kök: A:K:MKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: İnkâr edenler, kendilerine kıyamet ansızın gelinceye, yahut da onlara kısır bir günün azabı gelip çatıncaya dek o Kur’an’dan bir şüphe içinde kalırlar.
|